Meningioma
Meningiom
Menenjioma nedir?
Menenjiomalara beyin tümörü denmesine rağmen aslında bu tümörler beyin dokusundan değil, beyin ve omuriliği kaplayan zarlar olan meninkslerden gelişirler. Menenjiomaların çoğu iyi huylu ve yavaş büyüyen tümörlerdir. Bazılarında içi sıvı dolu kistler, kireçlenmeler ya da sıkıca paketlenmiş gibi görülen kan damarları olabilir.
Menenjiomalar tüm primer beyin tümörlerinin yaklaşık olarak %20’sini oluştururlar. En sık 40-60 yaş arasında görülürler. Yaş arttıkça görülme sıklığı da artar. Menenjiomalara çocukluk çağında pek rastlanmaz. Kadınlarda erkeklere göre iki kat daha sıklıkla görülürler.
Menenjiomaların nedeni nedir?
Menenjiomaların nedenleriyle ilgili araştırmalar halen sürmektedir. Hastaların %40 ile %80’i arasında 22. kromozomda anormallik bulunmuştur. Bu anormalliğin nedeni bilinmemektedir. Bu kromozom normalde tümör oluşumunu baskılamaktan sorumludur. Menenjiomalarda ayrıca plateletten köken alan büyüme faktörü (PDFGR) ve epidermal büyüme faktörü alıcılarından (EGFR) da fazlaca bulunur. Bunlardaki fazlalığın bu tümörün büyümesinde etkileri olduğu düşünülmektedir. Bunların dışında kafa bölgesine daha öncedden radyasyon uygulanmış olması, meme kanseri öyküsünün olması, ya da nörofibramatozis tip 2 hastalığının olması da menenjioma gelişmesi riskini artıran durumlardır. Nörofibramatozis tip 2 hastalığı olan kişilerde birden çok menenjioma oluşma riski vardır. Bazı menenjiomalarda projesteron, androjen veya östrojen ile etkileşime giren alıcılar bulunur. Bunlardan en sık görüleni projesteron reseptörleridir. Bu reseptörlerin ne işe yaradıkları henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Bazı kişilerde gebelik sırasında menenjiomaların büyüdüğü gözlenmiştir.
Menenjiomalar ne sıklıkla ve kimlerde görülür?
Beyin tümörlerinin yaklaşık olarak %20’sini menenjiomalar oluşturur. Daha çok 60 yaşından sonra görülür. Görülme sıklıkları yaş ilerledikçe artma eğilimi gösterir. Menenjiomalar çocukluk çağında nadir görülürler. Kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülürler.
Menenjiomaların belirti ve bulguları nelerdir?
Menenjiomalar genellikle yavaş ve içe doğru büyüyen tümörlerdir. Dolayısıyla, herhangi bir belirti ortaya çıkmadan önce tümör önemli büyüklüklere ulaşabilmektedir. Ortaya çıkan belirtiler genellikle tümörün yerine ve büyüklüğüne bağlıdır. Bu belirtiler genellikle büyüyen tümörün beyin üzerinde oluşturduğu basınç ile ilgili olarak baş ağrısı ve bir kol veya bacakta kuvvet kaybıdır. Bunun yanı sıra havale geçirme, kişilik değişiklikleri veya görme sorunları da ortaya çıkabilir. Kol ve bacaklarda kuvvet kaybı veya duyu kaybı omurilik menenjiomlarının en sık rastlanan belirtileridir. Tümör dışarıya doğru büyürse kafatası kemiklerinin kalınlaşmasına da neden olabilir.
Menenjiomaların tanısı nasıl konur?
Tanı koymak için ilk yapılacak işlem nörolojik muayenedir. Bunun arkasından MRI ve/veya CT yapılabilir. Gerekirse MR anjiyografisi veya arteriogram yapılarak tedavide kullanılacak teknik için gerekli bilgiler sağlanır. Bu tetkikler tümörün büyüklüğü, yeri ve tipi ile ilgili değerli bilgiler sağlar. Ancak kesin tanı tümörden alınan bir biyopsinin incelenmesiyle konabilir. Bu biyopsi de sadece cerrahi bir girişim aracılığıyla alınabilir.
Menenjiomaların tedavisi nasıl yapılır?
Menenjiomaların tedavisinde temel olarak cerrahi yaklaşım kullanılır. Bunun dışında radyasyon tedavisi ve gamma knife tedavisi de mümkündür.
Cerrahi olarak ulaşılabilecek bir yerdeyse tümörün cerrahi olarak çıkartılması tercih edilir. Bazı tümörlere ise cerrahi yollarla ulaşmak mümkün olmayabilir. Ancak ameliyat yapılabilmesi için hastanın yaşamsal organlarının (kalp, akciğerler, böbrekler ve karaciğer) anesteziye dayanabilecek kadar güçlü olması gerekir. Cerrahinin amacı hem tanıyı kesinleştirmek için tümörden parça almak hem de tümörün mümkün olduğunca tamamen çıkartılmasıdır. Tümörün tamamen çıkartılması mümkün değilse kısmi çıkarma uygulanabilir. Bu durumda bile belirti ve bulgularda azalma gözlenir. Geride kalan tümör parçası için de radyasyon terapisi gibi diğer bir tedavi seçeneği uygulanabilir.
Cerrahiden önce çekilmiş olan birçok değişik görüntüyü birleştirerek beynin üç boyutlu, yani stereotaktik bir haritasını çıkartan bir bilgisayar programı, beyin cerrahının tümörün mümkün olduğunca büyük bir kısmını çıkartırken sağlam dokudan da mümkün olduğunca uzak kalabilmesine yardımcı olur. Bazen, ameliyat sırasında MRI kullanılarak çalışılan bölgenin daha iyi bir şekilde görüntülenmesi sağlanabilir. Yüksek büyütme gücüne sahip mikroskoplar kullanılarak da tümörün daha iyi görüntülenebilmesi mümkün olabilir. Tümörün parçalanması ve oluşan parçaların emilerek ortamdan uzaklaştırılabilmesi için ultrasonik emiciler de kullanılabilir.
Ameliyat yapılamayacak bazı tümörler içinse radyasyon terapisi kullanılabilir. Radyasyon tedavisi cerrahi sırasında tam olarak çıkartılamayan tümörler, kötü huylu tümörler ya da tekrarlayan tümörler için de kullanılır. Radyasyon tedavisi için değişik dozlar ve tedavi protokolleri kullanılabilir. Ancak standart tedavi 5-6 hafta boyunca haftada 5 gün radyasyon tedavisi verilmesidir. IMRT adı verilen yoğunluğu düzenlenmiş radyasyon terapisi ise radyasyon ışınlarının tümörün şekline göre şekillendirilerek uygulanması prensibine dayanır. Bunun yerine yerel radyasyon uygulaması da yapılabilir. Stereotaktik radyocerrahi (gamma knife), tümöre yöneltilmiş birçok ışın hüzmesi ile tek ve büyük dozda radyasyon vermeyi mümkün kılar. Bu şekilde tek büyük radyasyon dozu tümöre gönderilirken etraftaki normal beyin dokusu korunmuş olur. Dolayısıyla adındaki “cerrahi” kısmına rağmen aslında bu işlem cerrahi bir işlem değildir. Özellikle ameliyat olamayacak hastalarda, tümörü beynin yüksek riskli bölgelerinde olan kişilerde, klasik cerrahi ve radyasyon tedavisi uygulanamayacak tekrarlayan tümörlerde stereotaktik cerrahi uygulanması büyük avantaj sağlar. Dezavantajı ise cerrahi bir girişim ya da biyopsi yapılmamışsa kesin tanı için parça alınamaması, bu tekniğin sadece tümörün büyümesini önleyerek tümörü öldürmemesi, yani yok etmemesidir. Ayrıca bu teknik sadece 3 cm’den küçük tümörlerde uygulanabilir.
Halen araştırma safhasında olan diğer tedavi türleri arasında interferon ve hidroksiüre verilmesi sayılabilir. Ayrıca RU-486 gibi projesteron reseptör inhibitörleri de araştırma altındadır.
Bir diğer tedavi yaklaşımı da hiç birşey yapmadan tümörü gözlemektir. Tümörün yerine, ortaya çıkardığı beliri ve bulgulara ve bazen de hastanın tercihine bağlı olarak durumun yakından izlenmesi de bir seçenek olabilir. Bu süre içinde düzenli olarak beyin filmlerinin çekilmesi ve bunların hekim tarafından değerlendirilmeleri önemlidir.
Menenjiomaların tedaviden sonra tekrarlaması mümkün müdür?
Menenjiomaların çoğu iyi huyludur ve cerrahi ile tedavi edilebilir. Ancak tümör hücrelerinin hepsi cerrahi sırasında çıkartılamazsa ya da diğer tedavi yöntemleri tarafından öldürülemezlerse tümör yeniden büyüyebilir. Ameliyatı takip eden 5 yıl içinde tamamen çıkatılan iyi huylu menenjiomaların yaklaşık olarak %5’i, kısmi olarak çıkartılabilen iyi huylu menenjiomaların %30’u, atipik menenjiomaların ise %40’ı tekrar büyümüştür. Nadir bir durum olmasına rağmen tekrarlayan menenjiomaların daha agresif ve çabuk ilerleyen bir kişilik kazanması mümkündür. Hastanın genel sağlıklılık durumuna bağlı olarak tümörün tekrarlaması durumunda tekrar bir cerrahi girişim ya da daha büyük olasılıkla radyasyon tedavisi gerekebilir. Daha önce klasik radyasyon tedavisi yapılmışsa bu kez stereotaktik radyocerrahi girişimi uygulanabilir. Ya da halen denenmekte olan bir takım tedavi yöntemleri de denenebilir.
Menenjiomalarda tedavi sonrasında iyileşme ne kadar sürer ve nasıl olur?
Beyin tümörlerinde hastanın yaşı, genel sağlık durumu, tümörün yeri ve büyüklüğü ve uygulanan tedaviye göre iyileşme süresi değişir. Cerrahi sonrasında ortaya çıkabilecek olan kas koordinasyonu bozuklukları veya konuşma sorunlası genellikle geçicidir. Bu dönemde rehabilitasyon hizmetleri gerekebilir.